6 Mayıs 2012 Pazar

V For Vendetta

Geleceğin totaliter İngiltere’sinde geçen "V For Vendetta", ölmekten sadece "V" olarak bilinen maskeli bir adam tarafından kurtarılan yumuşak başlı genç kadın Evey’nin (NATALIE PORTMAN) hikayesini anlatıyor.
Olağanüstü karizmatik, dövüş sanatı ve aldatmacada ise müthiş yetenekli olan V, vatandaşlarını baskı ve zulme karşı koymaya davet ederek bir devrim başlatır. V’nin gizemli geçmişi hakkındaki gerçeği öğrenen Evey, bununla birlikte kendi hakkında da bir gerçeği keşfederek, zulmün ve kokuşmuşluğun hüküm sürdüğü bir topluma özgürlük ve bağımsızlığın geri kazandırılması için planlar yapan V’yle beklenmedik bir ittifak içine girer.


 Bu maskenin altında bir yüz var... ancak benim değil. Ne altında ki kaslardan daha "ben" dir o yüz... Ne de altında ki kemiklerden. Bu maskenin altında etten daha fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var! ve fikirler kurşun geçirmez...

Aptallık Çağı






                                          

Bugüne dek iklim değişikliği üzerine bireysel desteklerle yapılmış en etkili bağımsız yapım olan film, acil önlem alınmazsa iklim değişikliğinin yaratabileceği felâketlere dikkat çekiliyor ve gelecek nesillerin içinde yaşadığımız bu çağı nasıl adlandıracağı sorgulanıyor: 21 yüzyıl tarihe, bu felâkete izin veren insanların yaşadığı “Aptallık Çağı” olarak mı geçecek?
Belgesel için “küresel ısınmadan bahsediyor” gibi sığ bir tanımlama yaparak zaten bu tür konulara zar zor kanalize olan ilginizi daha 2. paragrafta yok etmek istemem.
Belgesel özetle biz insanların aslında kurbağalardan farklı olmadığımızı söylüyor. Hani kurbağalarla ilgili meşhur bir bilimsel olay vardır; bu hayvanlar biyolojik yapıları nedeniyle geniş zamana yayılan sıcaklık farklılıklarına tepki vermezler. Bu yüzden eğer bir kurbağayı soğuk su dolu bir tencereye koyup ısıtmaya başlayacak olursanız; su kaynayacak, hayvan diri diri pişecek ancak buna rağmen hiç bir tepki göstermeyecektir. İşte Aptallık Çağı‘nı izlerken aklıma gelen hikaye bu oldu.